Öfke bir düşünce ya da davranış değil, bir duygudur. Öfke yaşamımızın bir parçası, doğuştan getirdiğimiz ve en temel insani duygularımızdan biridir. Uygun ifade edilmek şartıyla doğal, normal ve sağlıklı bir duygudur. İlkel savunma mekanizmamız olan savaş-kaç tepkisinin bir parçası olarak kişinin uyarılmasını sağlayarak harekete geçirir, bu yüzden koruyucu işlevinden bahsetmek mümkündür. Ayrıca kişinin sınırlarını ve haklarını korumasını da sağlar.
Normal ve insani bir duygu olan öfke sağlıklı şekilde ifade edilmediğinde kişinin yaşamında pek çok probleme sebep olmaktadır. Eğer kontrolden çıkar ve yıkıcı hale dönüşürse iş, okul, ev hayatı gibi alanlarda sorunlar ortaya çıkmaya başlar ve kişinin genel yaşam kalitesi düşer.
Dışsal ya da içsel birtakım olaylar öfke duygusunun oluşmasına sebep olabilir. Eşiniz, ebeveyniniz, arkadaşınız, kardeşiniz, öğretmeniniz, çocuğunuz, patronunuz gibi belli bir insana ya da kırmızı ışıkta beklemek, ertelenen uçak kalkışı gibi bir olaya öfkelenebilirsiniz. Öfkenizin kaynağı kişisel kuruntularınız ya da daha önce başınızdan geçmiş ve sizi öfkelendirmiş bazı olayların anıları olabilir.
Öfkenin ortaya çıkmasına sebep olan etkenlere baktığımızda listenin en üst sıralarında engellenme, haksızlığa uğrama ve hayal kırıklığını görmek mümkündür. Bunları yalan/aldatılma, çaresizlik, değersiz görülmek, umursanmamak, kıyaslanmak, tehdit edilmek, fiziksel istismar, sevilen birinin kaybı, hastalıklar, madde ve alkol kullanımı takip etmektedir.
Öfke pek çok duygunun ifade edilemeyip maskelenmiş şekilde karşımıza çıkmış hali de olabilmektedir. Yani öfkeli olduğumuzu düşündüğümüz her zaman öfkeli olmayabilir, öfkeyi bir savunma mekanizması gibi kullanıyor olabiliriz. Bazı durumlarda öfke yolunda gitmeyen bir şey olduğunun sinyali olabilir. Mesela ilişkilerde fazla fedakarlık yaptığımızı, engellendiğimizi, baş edebileceğimizden fazla sorumluluk aldığımızı, hayal kırıklığına uğrayıp incindiğimizi, sınırlarımızın ihlal edildiğini gösterebilir.
Öfke, basit bir sinirlilik veya kızgınlık halinden, hiddet durumuna kadar farklı yoğunlukta hissedilen bir duygudur. Diğer duygularda olduğu gibi öfke de fizyolojik ve biyolojik birtakım değişikleri ortaya çıkarır. Eğer dinlemeyi bilirsek bedenimiz bize öfkeli olduğumuz konusunda bilgi verir. Öfkelendiğimiz zaman beynimiz adrenalin, noradrenalin gibi hormonlar salgılar ve enerjiyi arttırır. Nefes alıp verme sıklaşır, kalp atışları hızlanır ve kan basıncı artar. Kaslardaki gerginlik artar. Bazı durumlarda vücutta titremeler ortaya çıkabilir. Vücut “savaş-kaç” tepkisi için hazır hale gelir.
Peki, öfkeyi boşaltmak iyi midir? “Öfkeyi boşaltmak” denilince düşünülen diğer kişileri incitmek için verilmiş bir onaysa, hayır. Eğer öfke saldırgan bir şekilde ifade edilirse şiddeti azalmak yerine daha da artmaktadır ve sorunu çözmek için hiçbir yararı olmamaktadır. Öte yandan öfkeyi bastırmak da sağlıklı değildir. Bastırılan öfke kaygı, suçluluk, mutsuzluk, depresyon gibi problemlere yol açmaktadır. Doğru şekilde ifade edilmeyen öfke kişiler arası ilişkileri bozabildiği gibi zihinsel ve fiziksel problemlere de yol açabilir. Baş ağrıları, mide rahatsızlıkları, solunum problemleri, sinir sistemi rahatsızlıkları, kalp rahatsızlıkları, var olan fiziksel rahatsızlıkların kötüleşmesi gibi sorunlar sayılabilir. O yüzden en iyisi, öfkeyi en doğru şekilde ifade edecek yolu bulmaktadır.